16 Kasım 2014 Pazar

Hakan Şükür Pişmanlığı(Anı)

Çocukluğumun en güzel çağlarındayım.Üçüncü ya da dördüncü sınıfım o zamanlar.Öğlenciydim ben,  ona rağmen her sabah 6'da uyanır,  millet uyanana kadar da evi kurcalardım.Odamın penceresinden, evimizin arkasındaki tek katlı evlerin çatıları görükürdü.Pencereye oturur, saatlerce çatılardaki kedileri seyrederdim.Sonra kahvaltı edilirdi  hep beraber.Kahvaltı sonrası ise okul vakti gelene kadar sokaklarda geçerdi vaktim.Öğle vakti gelince, eve çıkıp mavi önlüğümü giyerdim.Ve tabiki de Tsubasa'lı yakalığımı da takardım.Sonra cüzi bir cep harçlığı konurdu cebime.Okula doğru yollanırdım.Sokaktan 2-3 arkadaşımla beraber, sokağın köşesindeki pastaneden birer poğaça alırdık.Pastaneci de iyi adamdı.Bazen bize sure okutur, muvaffak olduğumuzda da bir külah dondurma verip gönderirdi.Pastaneden sonraki durak bakkaldı, oradan da birer şeftalili OGUZ GOLD meyve suyu almayı unutmazdık.Beslenme malzemesiydi bunlar.

Bakkaldan çıkınca spor gazetelerinin manşetlerini okur ve okula bu haberleri müjdelemek için koşa koşa giderdik.İlk gazetemi de Delgado Beşiktaş'a geldiğinde almıştım,Çünkü Delgado posteri vardı gazate ekinde.Çoçukluğumun kahramanıydı Delgado.İlk mail adresim de  'yusuf_delgado@hotmail.com'du.Babamın bir mail işi olmuştu da, benimkini kullanmıştık ; mail adresini gördüğünde bana temiz bir fırça atmıştı.

Neyse, tabi o zaman futbolcu kartları meşhur.Evlerde kutulara sığmıyor , tomar tomar.Bir de bunların yapışkanları var.Takım takım, 10 tane adamın yapışkanı çıkıyor,  bir  tane  joker olan kimseye çıkmıyor.Benim de ilk dayağımın vesilesi  bu kartlar.Pazar günü, millet uyuyor.Yatak odasına girdim,  sessizce komidinin üzerindeki bozuklukları  aldım.O paraya da gittim kartlardan aldım.Bağımlısı olmuşuz artık,  dayanamıyoruz.Eve geldiğimde durum anlaşıldı, babam ellerime birer şaplak vurmuştu.Hiç unutmam.

Bir gün yine okula gidiyoruz.Poğaça ve meyve suyundan para arttı.Kartlardan aldık.Açtım bir baktım Hakan Şükür!Galatasaray’ın  jokeri!Kimseye çıkmamış koca okulda, bir tek bana çıkmış.Hemen koştum  eve sakladım.Okula giderse başına bir iş gelecek, adım gibi biliyorum.
Okula gittik işte, bende bir havalar, şekiller.Üst sınıflardan  bile çocuklar geliyor, bir bakalım nasıl bir şeymiş falan diye.Yok diyorum, göstermem.Galatasaray’ı tamamlayınca forma veriyorlardı.Herkesin 10 futbolcusu tamam, bir tek Hakan Şükür eksik.O da bende.Ertesi gün teklifler başladı.5 lira vereni mi ararsınız,  akvaryum vereni mi…Satmıyorum arkadaş diyorum, herkese rest çekiyorum.



Neyse, okul bitti.Akşam eve gittim.Hakan Şükür’ü özenle kağıda yapıştırdım.Kağıdı  güzelce büküp cebime koydum, bakkala doğru gidiyorum.



Kapıdan girdim.Adama yapıştırmaların olduğu kağıdı verdim.Aldı, hangi takımın formasını istiyorsun diye sordu.Beşiktaş dedim gururla.Sonra dükkanın arkasından kırmızı bir kumaş parçası getirdi.Aldım, L beden.Sadece o kalmış.Formayı açtım baktım, üzerinde sadece BEKO yazan kırmızı bir kumaş!O zaman Beşiktaş’ın kırmızı forması da yoktu ne alaka ise.Yıllar öncesinin forması!Dünya başıma yıkıldı.’Bu muymuş lan!’ dedim.İçimden bildiğim ne kadar küfür varsa ettim.Sokağa gittim, arkadaşlar güldü, evde de annem.Hayatımın hatasını yapmıştım, Hakan Şükür’ü verip, o akvaryumu almalıydım.Hala  içimde kalan uktedir.Yıllar geçti de pişmanlığım geçmedi.
Share:

0 yorum:

Yorum Gönder